Ölümler benim suçum değil. Her zaman zombiye dönüşmelerini, hırçınlaşmalarını anlamsız bulup garipsedim. Peki nasıl oldu, nasıl yayıldı? Kısıtlı alanlarda hayvanları canlandırmak için iksirimi gönderdiğimde, bu yanlış insanların eline geçti ve kısa sürede üzerinde çalışarak onu çok güçlü bir virüs haline getirdiler. Sonra kendi iksirimle yer değiştirip yayılmasını sağladılar. Düşüncelerim doğruydu. Virüsün bulaştığı kişi zombiye dönüşmüyor, onların ısırdıkları zombiye dönüşüyordu. Bir şekilde müdahale edilen iksiri taşıyıcı hayvanların tüketmesini sağladılar ve hızla yayıldı. Kontrolden çıkınca panzehiri bulmaları gerekti ve o yüzden benim burada olmamı istediler. Şimdi anlıyordum. Labaratuvardaki köpeğim hırçınlaşma belirtisi göstermemişti. Çünkü müdahale edilen iksire maruz kalmamıştı. Aynı şekilde labaratuvardaki deneklerim, onlar neden zombiye dönüşmemişti? İşte nedeni buydu. Onlar hep kapalı bir alanda, gözlemim altındaydı. "Olamaz." dedim kendi kendime. "Tabii ya." diyerek devam ettim. Zombiler neden ölümsüz değildi? Ölümsüzlük iksirine maruz kaldıysalar ölümsüz olmalıydılar. Düşünceme göre, iksirimi tüketen ve zombi olanlar, tüketmeyip zombi olanla aynı klansmanda bu konuda. Yani benim ürettiğim ya da müdahale edilmiş iki iksirde ölümsüzlük sağlıyor, birisi zombiye dönüştürmesini sağlayan zehiri vücutta tutuyor ve hırçınlaştırma etkisi veriyor ama iki iksirde de, tüketeni zombi ısırmışsa ölümsüzlüğünü yok ediyor. "Panzehir burada saklı olabilir. Ölümsüzlüğün yok olmasında." dedim ve bu aklıma olağanüstü bir planı getirdi.
1 HAFTA SONRA
Hoparlörden Ceyhun'un "Birazdan yanına geliyoruz. Süren bitti, eğer gelişme yoksa, elde tutulur bir şey gösteremezsen, annen ile babanı öldüreceğiz Emre." demesini duydum. Beş dakika sonra kapı açıldı ve Ceyhun ağır silahlı adamlarıyla beraber labaratuvara daldı. Ceyhun yanıma gelip "Evet seni dinliyorum. Panzehirde durum ne?" dedi. "Buldum sayabiliriz, gelin size gelişmeleri göstereyim." dedim ve içi sıvıyla dolu şırıngayı elime aldım. "Aferin güzel." dedi. "Bu elimdekinin işe yarayacağını umuyorum." dedim ve beraber zombilerin bulunduğu odaya gitmeye başladık. Oraya geldik ve içeriye girdik. Bir zombinin yattığı yatağın etrafında toplandık. Ceyhun yatağın tam önünde, birkaç metre ilerisindeydi. Yanında 5 tane adam vardı. Kalan 2'si yatağın sağında benimle beraberdi. Geri kalan 3'ü ise karşımda, yatağın diğer tarafındaydı. Hepsi beni ve olacakları izliyordu. Sağ elimdeki şırıngayı sağa sola hareket eden zombinin koluna doğru yaklaştırdım. İçine soktum ve sıvıyı enjekte edip çıkardım. İşte o an, bir anda elimdeki iğneyi en yakınımdaki görevlinin gözüne sapladım...