Bu yüzden denizaltındayken bayılmıştım. Tüm klonlarımın hissettiği anlık acıdan bayılmıştım. Komutanın ateş ettiği klon acıdan yere düştü ve Turhan'a "Hemen kaç!" diye bağırdım. Hızla bakanı sürükleyerek götürmeye çalışıyordum ama kaçmak için uğraşıyordu. Birkaç saniye sonra yarası kapanan klon ayaklandı ve arkasından yeni klonlar oluşmaya başladı. Silahımı kaldırıp ateş edecektim ama çoğalmamaları için bunu yapmaktan vazgeçtim. Fakat o ateş etmeye başladı. Mermileri siper etmek için bakanı kullanmak istedim ve onu önüme çektim. Yediği ilk mermide ona ateş klon da sarsaklanmıştı. O sırada Turhan komutan hızla arabayla yanımıza geldi. Apar topar bakanı araca bindirerek içeri atladım ve hızla oradan uzaklaştık. Ailemin kaldığı bölüğe ilerlerken Turhan komutanın telefonu çaldı. Kısa bir konuşma yaptı ve sonra bana seslendi. "Emre haberler kötü. Askeriyenin kameralarını kontrol eden birimden aldığım haberlere göre klonlar çoğalmak için birbirlerini yaralıyormuş." İşte bu çok kötüydü. Artık yeni bir problemimiz daha vardı. Ailemin kaldığı bölüğe gelmek üzereyken askerler haricinde sivillere silah dağıtıldığını görmüştüm. Turhan'a "Hiç kimse silahlarını kullanmasın bilgi ver. Sadece çoğalmalarını hızlandırırız. Herkesi tahliye etmelisin, artık burada kalamayız." dedim . Savunma bakanı "Ben istediğimi her zaman alırım Emre. Klonlarım peşine düşecekler. Önce komutanını öldüreceğiz. Sonra sıra sana gelecek. Ölümsüz olabilirsin ama sana işkence yapacağım kendi ellerimle." dedi. "Kes lan sesini!" diye bağırıp suratına yumruğu geçirdim. Bölüğün önüne geldiğimizde Turhan'a "Burada bekle, ailemi alıp geleceğim." dedim. İçeri girip ailemin kaldığı odadan onları alarak bana soruları eşliğinde dışarı çıktık. Arabanın ön kapısına yönelip komutana camı açmasını söyledim. "Bağlayıp bagaja atalım bakanı." dedim. Morali bozuktu, birazdan nedenini soracaktım. Cevap verdi ve "Bagajda halat vardı, onunla hallet." dedi. Bakanı bağlayıp bagaja attım ve ailemle arabaya binip hareketlendik. "Ne oldu Turhan?" dedim. "Daha ne olsun, askerlerim ölüyor Emre. Anons geldi, 13 asker hayatını kaybetmiş durumda. Zombiler derken şimdi de klonlar başımıza bela oldu. Nasıl çözeceğiz durumu bilmiyorum." dedi. "Anladım, çok üzgünüm." dedim. "Öyle boktan bir durumki yapabileceğim hiçbir sey yok. Ölümsüz olanla savaşamam, savaşamayız. Askerlerimi yalnız bırakmam istemedim ama durum böyle. Hepsine geri çekilmesini ve askeriyeden ayrılması emrini verdim. Tahliye için araçlar hazırlanmış, şu an buradakilerin toplatılması sağlanıyor." dedi ve sonra devam etti. "Şimdi ne yapmayı planlıyorsun Emre? Ne yapacağız?" Cevap verdim. "Gerekeni Turhan. Ölenleri geri getiremem ama Dünya'yı eski haline getirebilirim. Nasıl yapacağımı, neyin üzerinde çalışmam gerektiğini biliyorum. Eğer düşüncelerim doğruysa emin ol fazla uzun sürmeyecek..."